Bireysel ve şirket araç kiralama, sunduğu çeşitli avantajlar nedeniyle hem bireyler hem de şirketler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Özellikle yüksek araç vergileri, birçok kişiyi ve şirketi araç satın almak yerine uzun dönem araç kiralamaya yöneltmektedir. Birden fazla araca ihtiyaç duyan firmalar için bu yöntem, vergi avantajları açısından oldukça karlı bir seçenek olabilir. Özellikle İzmir gibi büyük şehirlerde filo kiralama yaparak eşsiz vergi avantajlarına ulaşmak mümkündür.
Araç Kiralamada KDV Oranları
Araç kiralama giderleri, stopaj ve KDV oranlarını içermektedir. Stopaj oranı, araç kiralama bedelinin %20’si olarak belirlenmiştir. Kiralık araçların maliyetleri arasında önemli bir diğer kalem ise KDV’dir. Araç kiralama ücretinin %20’si KDV olarak ödenmektedir. Örneğin, kiralama bedeli 1.000 TL olan bir araç için 200 TL KDV ödenmesi gerekmektedir.
Araç kiralama vergisi, şirketlerin kurumlar vergisinden düşebileceği kalemlerden biri olup, 317 Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile düzenlenmiştir. Bu tebliğ kapsamında, kiralanan veya aktif kayıtlarda bulunan binek ya da ticari araçların kiralanması, satın alınması ve diğer giderlerle ilgili sınırlamalar getirilmiştir. Araç kiralama muhasebe kayıtlarıyla ilgili detaylı bilgiye bu tür düzenlemelerden ulaşmak mümkündür.
Araç kiralamayı gider olarak göstermek mümkündür. Şirket aracı veya araçları kiralanabilir ya da şirket adına tescil edilebilir. Her iki durumda da araçla ilgili giderlerin önemli bir kısmı gider olarak kaydedilebilir. Bu giderler arasında yakıt, otopark, araç onarım giderleri ile geçiş ücreti ve otoyol ücretleri yer almaktadır. Hem araç kiralama hem de binek araç harcamaları, 7194 Sayılı Kanun kapsamında çeşitli kısıtlamalara tabi tutulmuştur.
Araç Kiralamada KDV Oranları Hesaplama
Araç kiralama muhasebesinde, giderlerin %70’e kadar olan kısmı gider olarak kaydedilebilir. Kalan %30’luk kısım ise “Gelir Vergisi Kanunu Madde 40/5” uyarınca binek otomobillerin muhasebe kaydında “indirilemeyen gider” olarak kaydedilir.
Firmanızın araç kiralaması durumunda muhasebe kaydı için izlenecek prosedür oldukça basittir. Kiraladığınız araç için şirketinize bir kiralama faturası kesilir. Bu fatura, pazarlama ve genel yönetim gideri olarak muhasebe kayıtlarına işlenir ve böylece araç kiralama muhasebe kaydı tamamlanır.
Eğer vergi mükellefi olmayan kişi veya kurumlardan araç kiralıyorsanız, stopaj ve KDV giderlerini karşılamakla yükümlü olursunuz. Bu tür kiralama işlemleri genellikle binek araçlar için geçerlidir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesine göre, kiralama bedelinin %20’si oranında stopaj uygulanır.
Vergi mükellefi olmayan kişi veya kurumlardan araç kiralama durumunda, bu ödemeler Gayrimenkul Sermaye İradı (GMSİ) veya kira geliri olarak değerlendirilir. Bu ödemeler üzerinden %20 oranında gelir vergisi stopajı ve %20 oranında KDV ödenir. Ayrıca sözleşme gereği %0,15 oranında Damga Vergisi Beyannamesi düzenlenmelidir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/5 maddesine göre, araç giderleri şirket kazancından indirilebilir. Bu araçlar aktif olarak tescil edilebileceği gibi kiralama yoluyla da işletmeye dahil edilebilir. KDV tevkifatı, stopaj vergisini ifade eder. Kiralama sözleşmesinde hizmet, şoför ve kiralama olarak ayrı fiyatlandırılabilir. Bu durumda, şoför hizmeti için ödemelerin 9/10’u, kiralama için ise 5/10’u kesilir. Bu stopaj vergilerini hesaplamak birkaç tıklama ile mümkündür.
Araç kiralama faturalarının gider olarak gösterilmesine ilişkin şartlar, 313 Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile düzenlenmiştir. Bu tebliğe göre, araç kiralama muhasebesinde gider olarak gösterilebilecek tutar 8.000 TL’den 15.000 TL’ye çıkarılmıştır. Bu nedenle, 15.000 TL’yi aşan kira bedelleri gider olarak yazılamaz.
Örneğin, kiralama bedeli 20.000 TL olan bir araç için, sadece 15.000 TL’lik kısmı gider olarak kaydedilebilir ve kalan 5.000 TL indirilemeyen gider olarak değerlendirilir. Ayrıca, bu 20.000 TL’lik kiralama bedelinin %20’si olan 4.000 TL stopaj ve KDV yükümlülüğü de göz önünde bulundurulmalıdır.
Böylece araç kiralama işlemlerinde muhasebe kayıtlarının doğru ve eksiksiz tutulması, yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından büyük önem taşır. Vergi avantajlarından yararlanmak ve olası mali cezaları önlemek için, muhasebe işlemlerinin düzenli ve titizlikle yapılması gerekmektedir.